KUTADGU BİLİG VE DEVLET YÖNETİMİ

Karahanlılar, 840-1212 yılları arasında Doğu ve Batı Türkistan’da hüküm sürmüş olan bir Müslüman-Türk devlettir (Genç, 2002: 1). Karahanlı devletinin izlerini, coğrafi olmasa da tarihi ardılları sayılabilecek Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin idari/askeri teşkilatlanmalarında görmek mümkündür. Oğuzların Kınık boyundan olan Selçuklu ailesinin bilinen ilk görevleri Karahanlı Devleti’nde kapıkulu askerliği iken (Ortaylı, 2012: 97); Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey de Anadolu Selçuklu Devleti’nin uç beyidir (Ortaylı, 2012: 113). Bu bağlamda Osmanlı Devlet sistemini etkileyen Roma gibi coğrafi unsurların yanında, Selçuklular üzerinden bir bağ kurarak Karahanlı Devleti gibi tarihi unsurları da dikkate almak gerekir. İlk Türk siyasetnamesi kabul edilen Kutadgu Bilig 11. yüzyıl Karahanlı Devleti’nde Balasagunlu Yusuf tarafından yazılmış, Tavgaç Buğra Han’a sunulmuştur.
Öncelikle kut Orta Asya’daki, göçebe Altay uluslarında “yaşam gücü” anlamına gelen bir kelimedir. Kutsal yaşam gücü, nasip, bereket, hayat verici, canlılık gibi anlamları olan vergisidir. Günümüz Türkiye Türkçesi’nde de kut 1. Devlet idaresinde güç, yaratıcılık ve yetki bakımından sahip olunan üstün güç. 2. Mutluluk 3. ilahi bir kaynaktan gelen rahmet,
(TDK, Güncel Türkçe Sözlük) anlamlarında kullanılmaktadır. Hakanın tahta çıkmasından, kişinin sağlığına, talihine, bahana kadar pek çok olayın bağlandığı devletlerindeki ilahi kaynaklı egemenliği açıklamak çok önemli bir kavramdır.
“Kutadgu Bilig’e göre ‘mutluluğun esasları dört temele oturtulmuştur. Bu temeller edep (erdem), bilgi (bilig), akıl (oy), anlayış (ukuş)ür” (Niyazi, 1996: 50). Halkını refah içinde, huzurlu, güvenli ve adil yaşatan Hakan Akut’u devam emekte kabul edilir; hakanın bilgeliği ile kut arasında ayrılmaz bir İlişki kurulur. Türk yönetim ve siyaset tarihinde “il” kuran hakana ayrı bir değer verilse de halkı refah, huzur ve barışı içinde yaşatan, devleti zirve noktasına ulaşan veya o noktada tutan hakanların da “bilge” unvanı ile övülmesinin la-ıt ile bilgelik arasındaki ilişkiyi gösterdiği düşünülebilir.
Yusuf, Kutadgu Bilig’de hem yazıyı hem de bilgiyi ve akılı över (Kutadgu
Bilig 280, 81, 82). İnsanın değerinin bilgi ve akıldan geldiğini (Kutadgu Bilig 1840-41) söyleyen Yusuf’a göre devlet yönetiminde de bilgi ve akıl ön planda tutulmalıdır; devlet hastalanırsa ilacı akıl ve bilgidir (Kutadgu Bilig, 1970). Memleket kılıç ile tutulur, fakat kalem ile hükmedilir (Kutadgu Bilig, 2711). Kısaca Kutadgu Bilig, içeriği ve verdiği mesajlar göz önüne alındığında aslında Kutlu Bilgi veya Kutsal Bilgi olarak algılanmalıdır.
Eserde Yusuf, adalet, devlet, akıl ve akıbet/kanaat kavramlarım kişileştirerek karşımıza çıkarır. Hakan olan Küntoğdl (Gündoğdu) adalet, vezir olan Aytoldi (Dolunay) devleti (kutu, nasibi), vezirin oğlu olup babasından sonra vezirliğe yükselen Öğüdilmiş (Övülmüş) aklı, vezirin akrabası ve bir derviş olan Odgurmiş (Uyanmış) ise akıbeti ve kanaati temsil eder. Yusuf sadece eserdeki kişiliklerin adlarıyla bile siyasal, toplumsal ve yönetsel ilişkilerle ilgili sembolizm yapar.